17 YAŞINDAYIZ
Gazeteden haber verdiler, tam 17 yıl olmuş gazeteciliğe başladığımız. Dedim kutlama var mı? Dediler yok yok! Yemek yok, hediye yok!
Sonra aklıma geldi, mevcut iktidarla birlikte çıkmışız bu yola! Onlar başkanlığa kadar yükseldiler, Biz sadece Karasu haber olarak kaldık. Bizden sonra çıkanlar bile Kocaali ve Ferizli`ye kadar uzandılar! Ama bize, siz değerli okuyucularımızın desteği yetmekte...
Daha dün gibi ilk yazdığım yazı... Karasuya geldiğimin ikinci yılı... Daha meşhur olmamışız! Haydi, yaz dediklerinde, nasılsa devamını istemezler diye, gırgır şamata bir yazı yazmıştım. İlk Turan Abi (Kalay) tebrik etmiş, devam et demişti.
Yazdıklarıma gelen tepkiler hevesimi artırmıştı. İyi yazdığımı söyleyen, eleştiren, yazmamı istedikleri konuları aktaranlar oldu. Yazdıklarımdan sebep zaman zaman tehdit aldım, eleştirildim. Hep güncel kalmaya, günceli yakalamaya çalıştım. Bazen dedikodu yazarı dediler, bazen de beni neden vurmadıklarına şaşırdıklarını söyleyen oldu!
Her yazı yeni bir heyecan oldu benim için. Bazı yazarlar konu sıkıntısı çekerken neredeyse 3-4 konuya birden değindim. Gazetenin patronu Cihan Hocam, hiç bir zaman demedi, şunu yaz, bunu yazma diye. Neden yazdın da demedi. (Yok deve büyük olduğu için Deve diye büyük harfle yazıyormuşum şeklindeki iğnelemesini sarhoşum diye anlamadım sanma Hocam. Sadece kutlama olduğu için sesimi çıkarmadım!)
Cihan Hoca`yı zor durumda bırakmak için başlarda hep erotik fıkra ile bitirirdim yazılarımı. Hoca bazen yayınlamazdı. Neden yayınlamadığını sorduğumda da, "Yer kalmadı" diye kibarlık yapardı! (Neyse ki, o fıkralar sayesinde okuyucu kitlemi genişlettiğimi düşünüyorum.)
Karasu dışına taştığını da öğrendim yazılarımın. Ankara’ya, TBMM`ne gittiğimde, Sakarya milletvekilinin Karasu Haber Gazetesi’ni çıkararak "Bunu sen mi yazdın?" dediğini gördüm. Gururlanmıştım tabii!
Bir başka yazım için cezaevinde yatmakta olan birinden teşekkür aldım. Beklemiyordum. Gazetenin bazı koğuşlara gitmediğini söylüyordu devamında! Yahu Cihan Hocam, sen nerelere gönderiyorsun bu gazeteyi? Meğerse Kocaali ve Ferizli sınırlarını çoktan aşmış, Ankara ve yurtdışına kadar ulaşıyormuşuz!
Övünmek gibi olmasın ama neler neler başardık biz bu gazeteyle. Mesela, Karasu`da termik santral kurulmaması için kamuoyu oluşturduk. Özşen Dershanesi’nin üst katında STK`ları ile kurmaya hazırlanan firma arasındaki diyaloğu bir görseydiniz! Hele bir muhtar; "Biz size termik santral kurdurmamak için bütün traktörlerimizi yollara dizeceğiz" şeklinde meydan okuması iyice keyiflendirmişti bizi.
Belediyede yapılan usulsüz krediyi haber yaptığımızda, Cihan Hoca’ya yapılan bir eleştiri, "Adamlar 45 trilyon kredi kullanmış, siz uyuyorsunuz" şeklinde olmuştu. Eh, hocam da, "Manşetimize bir bak" şeklinde cevaplamıştı.
Hocamın en sevdiğim yönü; birisi bir reklam verip de gazeteye sahip çıkarcasına hocaya gazeteyi eleştirdiğinde, al abdestini der gibi reklamı kaldırıyordu. Doğruluğundan şüphelendiği reklamları almıyordu.
Kendisi anlatmayı sevmez ama ben anlatayım, Darıçayırı’nda yapılacak olan Çimento Fabrikası’nı eleştiriyor, reklamını da kabul etmiyordu. Bir gün hatırını kıramayacağı birisi davet etmiş, alıp Sapanca`ya yemeğe (!) götürmüştü. Orada tesadüfen (!) fabrika sahipleri de yemekteymiş. Hocaya psikolojik baskı yapıp reklamdan pasta önermişler. Hoca yine dik durmuş, "Ben sizin çevreye zarar vereceğinizi biliyorum, reklamınızı yapamam. Ancak size şu sözü verebilirim, artık sizi eleştirmeyeceğim de!" diye sıyrılmıştı. İstese o gün bir sıfır otomobil parası bile alabileceği halde, reddetmişti. (Hey gidi Hocam, sen bu kafayla hala eski model Toyota ile anca gidersin!)
Karasu Belediyesi’ne gelen müfettiş, bizim kredi ile ilgili yolsuzluk haberlerimizi yayınladığımız gazeteleri istemişti. Ben de tanışmak için gittiğim müfettişle sohbet ettim. Müfettiş bana sordu; "Peki, Karasu halkı ne diyor bu olanlara?" Şaşırıp cevap veremedim. Sadece "Kredi yolsuzluğuna mı" diyebildim. Eğer yazımı okursa, cevabı şimdi vereyim; "Bize bir fil yetmez, bir fil daha istiyoruz!" deyip hala Başkanlığa devam etmesini istiyor çoğu kişi!
Artık reşit olduk 17 seneyle... Bizleri bu heves ve azimde çalışmamızı sağlayan, her zaman yanımızda olan siz değerli okuyucularımıza çok çok teşekkür ediyoruz. İyi ki varız, değil mi?
ÖZLEDİK Mİ NE?
Karasu, polisiye olaylarla çok meşhur olmuştu. Pazartesi sabah, Hazal Kebap önünde polisiye bir olay olmuş. Meraklandık tabii... Meydanı gören bir güvenlik kamerasından seyrettiğimiz kadarıyla, Bir kişi, karşısındaki diğer bir kişiyi, kovboy filmlerinde olduğu gibi ayaklarına ateş ederek dans ettiriyordu! Sonrasında silahını beline koyup yoluna devam ederken, hedefte olan kişi de hızla kaçıyor! Olayın en garip tarafı, sokaktaki vatandaş, hiç bir şey olmamış gibi yollarına devam ediyorlar! En iyi tarafı da, kimseye bir şey olmaması!