NOROVİRÜS SALGINI
Karasu halkı, bayramı hastanede geçirdi. Gelen yazlıkçıların bir kısmı da öyle... Bu yüzden hastanelerin acil bölümü doldu taştı bayramda.
Siz bakmayın 2 günde 3.362 kişi muayene oldu gibi laflara... Bir kısmı Kocaali, bir kısmı da Ferizli`ye gitti tedavi olmak için. Aile bireylerinden bazıları da gitmeyip diğer muayene olanın ilaçlarını kullanmaya başladı! Acilin önündeki kalabalığı görüp geri dönen çok kişi var.
Ben, kendi başımdan geçeni anlatayım; bayramın ikinci günü annemi getirdiler acile. Kalabalığı görünce de Kocaali`ye gitmişler, serum bağlamışlar. Şikâyeti, kusma, ishal, karın bağırsak bölgesi ağrısı, halsizlik, hafif ateş...
Cumartesi akşamı da yaşlı bir bayan taksi çağırmamızı istedi, hastaneye gitmek için. Taksi bulamayınca ben getirdim, yardım olsun diye. Karasu Hastanesi acil önü yine çok kalabalıktı. Kocaali’ye gidelim dedim, bilmiyor kadın. Ama çaresizlikten evet dedi ve Kocaali`ye gittik. Bu arada WhatsApp’tan torunuyla konuşuyor, onlar erken dönmüş tatilden İstanbul`a. Kolunda serum, İstanbul`da hastanede yatıyor, hasta annesiyle birlikte... Neyse, Kocaali`de fazla kalabalık yok 10 dakika içinde muayene olup döndük.
Belediye Başkanı açıklama yapıyor, merakla okuyoruz; "Salgın yok. Sağlıkçılarla konuştuk, denize girip güneşlenince karın ağrısı ve kusma olur! Zaten bir milyon nüfusta o kadar kişinin hasta olması normal" gibisinden bir şeyler söylemiş. Başkan bu teşhise varırken, denizden numune mi aldırmış, çeşme sularından numune mi aldırmış, yok! Sadece sağlıkçılarla sohbet etmiş. Bir salgın var ama ne olduğu belli değil! Başkana göre ulusal basına çıkacak kadar büyük haber, önemsiz bir deniz-güneş vakası!
İnsan sormadan edemiyor, 10 km ötede, Kocaali`de neden salgın yok! İnsanlar denize girip güneşlenmiyor mu? Biz bunu hak ediyoruz galiba!
Salgın, özellikle Karasu`nun sahil kesiminde olduğuna göre, sahildeki çeşme ve deniz sularının tahlil edilmesi lazım. Gemilerin bıraktığı sintinelerden değilse, kumda döşeli ve sızmanın kolay olduğu şebeke hattındadır. Havuzlardan da olabilir, dondurma türü bozuk yiyeceklerden de... Bazıları havadan bulaştığını iddia etse de insandan insana da bulaşabiliyor. Genellikle 3-4 gün sonra kendiliğinden geçiyor! Bunları tahlil ettirmek kimin görevi acaba?
Bayramda Adapazarı`nda trafik lambaları tedbir amaçlı kapatılmış ve trafik tıkır tıkır işliyordu. Bizde ise işkence, sadece trafik değil, hastalanarak da geçirdik bayramı. Devletin aldığı hiç bir tedbiri de görmedik. "Bir daha Karasu`ya gelmeyeceğim" diyen insanların sayısı her geçen gün artıyor. Geçmiş olsun Karasu. Tek tesellimiz, bir dahaki bayrama başkanın değişecek olması! Norovirüs salgını, No Başkan...
BİY DALDA KIYK TIYTIY
Küçükboğaz mesire alanında piknik yapalım dedik, çam ağaçlarından üstümüze tırtıl yağdı resmen. Bahçeye incir toplamaya gittiğimizde de aynı... Fındık bahçeleri, ıhlamurlar, dut yaprakları hep tırtıl kaplı.
Önceki yıllar, dut ağacımda ağ benzeri bozulmalar gördükçe kesip budamıştım hastalık sanarak. Yol kenarındaki bir dut ağacının yapraklarının tamamının telef olduğunu görüp üzülmüştüm. Sonra o ağacın yaprakları yeniden büyüdü, hayret bir şekilde! Şimdilik görünen bir zararı yok gibi, ileriki yıllarda fındığa olumsuz etki etmezse...
Kuşların, tavukların, ördeklerin yemedikleri tırtıl, görünen hiç bir düşmanı yok gibi ve hızla ürüyor. Hatta karıncalarla dost olduğu yazıyor sözlükte. Tek kurtuluş yolu, çaresi ilaçlamak...
Günde 20 adet tırtıl yiyen bir insan (mideniz kaldırırsa tabii) günlük fosfor, kalsiyum, riboflavin ve demir ihtiyacınızı alırsınız. Kendi ağırlığının çok daha fazlasını yiyebilen nadir hayvanlardan...
Sürüne sürüne kelebek olmayı bekliyor. Farkında olmadan insanları gıdıklayabilen hayvan... İlçemizi istila etmiş. Şimdilik barış içinde yaşıyoruz ama bakalım ilk hangi taraf savaş açacak?