Fakirin en büyük sermayesi

Zengin bir ailenin eğitimsiz ve mesleksiz çocuğu, karanlık günlerin habercisi olabilir. Yokluk ve darlık ihtimali ise her zaman vardır.Karadeniz’de bir imecede, sohbetin konusu geçinmektir. Komşu iki evden birisinde altı kız meydana gelirken ötekinde ise yedinci erkek çocuğun, gözlerini dünyaya açtığı anlatılıyor.

Hava sıcak, mısır tarlasındaki otlar yok edilmez ise ekmek olacak mısır meydana çıkamayacak. Bu durumda, sobaya odun konsa da ne ısınmak ne de uyumak mümkün olmayacak.

Tam da bu sırada 16 yaşındaki Zekiye’nin sesi duyuluyor. “Bu kızlar ve erkekler büyüyünce, bazıları birbiri ile evlenir diye düşünüyorum.”

Kızların annesi, elindeki çapa kazmasını yere vururken, kazmanın sapından aldığı kuvvetle ağır ağır doğrulup feryadı basıyor. “Değil altı, yüz tane kızım olsa, bir tanesini onlara vermem.’’ Ardından da ekliyor; “Aç kalacakları belli bir şey!”

Sonra bir gün, köyün bazı çocukları okulla tanışıyor; ortaokullu oluyor. Onların arasına bu erkek çocuklardan da bir tane katılıyor. Okulun iftihar listesine, ismi en başta yazılıyor. Her dönem iftihar belgesi geliyor ve okul birincilikle bitiriliyor.

Arkadan gelen kardeşler için de açılan okul yolu, yeni başarıları getiren yol oluyor. Bunu diğerleri izliyor. Okul başarısı meslek, meslek de geçim kapısı oluyor.

Gelelim kızların hikâyesine, onların hepsi, tarla ve bahçede çalışarak sürdürdükleri hayatlarında, aynı şekilde mücadele ettikleri köy gençleri ile yuva kurarak hayatlarını sürdürüyor.   

Kader bu ya! Okuyan erkeklerin hiçbirisi köylerinin hiçbir kızına talip olmuyor.

Hikâyenin tamamında okuyanlar için geçim sıkıntısı yok. Geride kalanların da açlıktan öleni yok.

Fakirin en büyük sermayesi iyi yetiştirilmiş çocuğudur.

Zengin bir ailenin eğitimsiz ve mesleksiz çocuğu, karanlık günlerin habercisi olabilir. Yokluk ve darlık ihtimali ise her zaman vardır.

Eğitime gerekli yatırımı yapmış, çocuğu da bir meslek sahibi olmuş aile için artık, sıra Allah’tan iyi dileklerde bulunmaktır.

Çok uzun süredir eczacılık mesleği yanında eğitimin de içerisindeyim. Çocuğunun eğitimine, bütçesine uygun olarak pay ayıran, hatta bütçesini zorlayan aileler, üzerlerine düşen görevi yapmanın keyfini yaşamaktadır.

İşin aslı, sıkıntıyı çeken aile, sefayı süren ise çocuklardır.

Binanın temeli kuvvetli yapılırsa kolay, kolay yıkılmaz katlar da çatı da bu temelin üzerinde hep ayaktadır.

Fakirin en büyük sermayesi iyi eğitilmiş bir çocuk, yatırımın en güzeli ise eğitim için yapılandır.

YORUM EKLE