Görmezden gelinen o fotoğraf

Belediyenin içine düşürüldüğü ekonomik açmaz nihayetinde testiyi çatlattı ve iki eski ilçe başkanı mahkemede birbirlerini suçlar duruma geldiler. Ak Parti’de bu tür aleni ayrılıklara izin verilmez ve bir tarafın icabına bakılır!

  

   Karasu Belediyesi’nin en azından 10 yıllık geleceğini ekonomik anlamda ipotek altına alan şu meşhur 46 milyonluk kredinin kullanımı hakkında açılmış iki dava var.

   Bunlardan birinin 5. duruşması tam beş yıl dolmak üzereyken 3 Temmuz Cuma günü 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

   İşte o duruşmada çok ilginç bir durum yaşandı.

   Pandemi dolayısıyla salona izleyici alınmadığından o gelişmeyi duruşma tutanaklarından ve sanık konumunda duruşmaya katılanların anlatımlarından öğrenebildik.

   Ben yaşananları şu şekilde özetliyorum:

   “Ak Parti’de iç hesaplaşma asıl şimdi başladı!”

   Tutanaklara geçen ifadelerden anlaşıldığı kadarıyla, 31 Mart 2019 seçimlerinde yine Ak Partili Mehmet İspiroğlu’ndan görevi devralan Yeni Başkan İshak Sarı, belediyenin içine düşürüldüğü ekonomik açmazı artık her mecrada alenen dile getirmekten kaçınmıyor.

   Neden?

   Çünkü borç yüzünden kurumun eli kolu bağlı; her ayın 15’inde personel maaşını ödeyebilmesi adeta bir mucize.

   Merkezde görülen asfaltlama ve benzeri çalışmalar Büyükşehir Belediyesi’nin her ilçeye ayırmak zorunda olduğu bütçeyle gerçekleştirilen işler. Karasu Belediyesi sadece yer gösteriyor. Biraz da altyapı faaliyetlerine destek, hepsi bu…

   Başkan İshak Sarı’nın duruşmada anlattıklarını tutanakları anlaşılır dile çevirip aktarayım:

-İhalenin yapıldığı dönemde Ak Parti ilçe başkanıydım. İhaledeki usulsüzlük ve aykırılıkları fark edip bakanlık nezdinde müdahale ettim.

-Sanıkların ihalede sadece imzaları vardır. Kendileri usulsüzlük yapmamışlardır. Fakat tecrübeleriyle aykırılıkları fark edip itiraz etmeleri gerekirdi. Bunu yapmadılar ve evraklara suç olduğunu bilerek imza attılar.  Bunu da görevden alınmamak için yaptılar.

-İhale ısmarlamadır. Komisyon Başkanı yapılan kişi (Cengiz Kuçhan) ihale için özel olarak getirilmiştir.

-Ortada kredi alımını gerektirecek bir afet filan yoktur. Sadece bir su baskını söz konusudur.

-Sadece krediyi alan belediye değil, veren de sorumludur. Haklarında suç duyurusunda bulunacağız.

-Kamuoyunun izlediği dava kısa sürede bitirilmelidir.

   Başkan Sarı bu görüşlerini zaman zaman kamuoyuna yansıttı. O nedenle bilinmedik şeyler değil.  Bir de duruşma zabıtlarına geçirmiş oldu.

   Asıl ilginç olan durum duruşmada yaşanan karşılıklı atışma.  

   Başkan Sarı’nın suçlamaları üzerine konuşan dönemin belediye başkan yardımcısı Yakup Gençbay diyor ki:

   “2015 yılı Kasım ayı meclisi öncesinde Ak Parti grup toplantısına gelen 100 milyon liralık borçlanmasına parti grubu bu talebe itiraz etmeden onay verdi. Dönemin İlçe başkanı İshak Sarı da onaylayanlar arasındaydı.”

   Gençbay’ın tutanaklara yazılmayan başka iddiaları da olmuş:

   “Grup toplantısında 100 milyonlum kredi borçlanmasının ne kadar gerekli olduğunu anlatan dönemin belediye başkan yardımcısı, şu anda Sarı’nın başkan yardımcısıdır.”

   Gençbay deyip geçmek olmaz. Kendisi İshak Sarıdan önce iki dönem Ak Parti Karasu ilçe başkanlığı yapmıştır. İspiroğlu’nun MHP’den ayrılıp Ak Parti’ye geçmişi sonrası aday gösterilip yeniden başkan seçildiği 2014 seçimlerinde meclis üyesi olan ve başkan yardımcılığına getirilen bir isimdir.

Ağızlar torba değil!

   3 Temmuz duruşması öncesinde başka gelişmelerin olduğu da konuşulmakta.

   Mesela, Başkan İshak Sarı’nın duruşma öncesinde hâkimle bir görüşme yaptığı ve bir dosya sunduğu iddiası var. Tutanaklara göz atıldığında bu görüşmenin daha önce 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilmiş birleştirme kararının kaldırılmasına yönelik olduğu yorumu yapılabilir.

   Bilindiği gibi ihale sonrasında yapılan harcamalarla ilgili ‘edinimin ifasına fesat karıştırma’ davası açılmış durumda. O davada hak edişlerin yüksek tutulduğu ve görevin kötüye kullanıldığı öne sürülüyor.

   İshak Sarı duruşmada bu birleştirmenin davayı uzatma amacı taşıdığını iddia etmiş. Mahkeme de davaları ayırmış.

22 trilyonluk zarar

   Değerli okurlar. 

   2015 yılı Kasım ayından beri bu borçlanma konusunu, ihaleyi, müfettiş soruşturmalarını, açılan davaları adım adım izliyorum.

   İlk günden itibaren bu borçlanmanın Karasu Belediyesi’ni çok zor durumlara düşüreceğini defalarca yazdım. Karasu Haber Gazetesi’nin arşivleri bu konunun haber ve yorumlarıyla dolu.

   İhaleye Fesat Davası’nda yargılananların bakanlık müfettişlerine, Cumhuriyet Savcılığına ve Asliye Ceza Mahkemesi’ne ifadeleri ile ilgili tutanakları defalarca okudum.

   Bakanlık müfettişlerinin hazırladığı raporlarda belediyenin bu krediyle, ödenecek faiz dışında yaklaşık 22 milyon (trilyon) lira zarara uğratıldığı iddiaları ayrıntılarıyla yazılı.

   Mesela, ihale kapsamında yaptırılan üç semt sahasının aydınlatma direklerinin tanesine KDV hariç 98 bin lira ödendiği belgelenmiş. Aynı direğin piyasa fiyatı o tarihte 14 bin lira.

   7 Temmuz günü görülen edinimin ifasına fesat davası bu iddiaları içeriyor. Kuşkusun mahkeme bu konuları araştıracak ve bir sonuca varacak.

Herkes her şeyi biliyordu

   Belediye Başkanı Sarı’nın duruşmadaki sözleri bizim beş yıldır bıkıp usanmadan gündeme getirdiğimiz konuların bir özeti.

   Sonuçta belediyenin içine düşürüldüğü ekonomik açmaz testiyi çatlattı. İki eski ilçe başkanı mahkemede birbirlerini suçlar duruma geldiler. Bildiğim kadarıyla Ak Parti’de bu tür aleni ayrılıklara izin verilmez ve bir tarafın icabına bakılır!

   Geçmişte yaşadık. Borçlanma kararına karşı çıkan, alınan kredinin harcanması sırasında gördükleri olumsuzlukları parti üst kademelerine taşıyan Ak Partili meclis üyelerine ‘Bu bizim iç sorunumuz. Susun ve partimizi zor durumda bırakmayın’ ihtarı yapılmıştı

   Bunu diyen parti yöneticileri terfi ettirilip belediye başkanı yapılırken, itiraz eden meclis üyeleri Ak Parti’nin kara listesinde.

   Bu gün adliye koridorlarında ‘ihale ısmarlamaydı’ diye feryat eden Belediye Başkanı İshak Sarı’nın süreçte hiç mi sorumluluğu yok?

   Göz göre göre batağa sürüklenen bir kurumu kurtarma adına daha radikal kararlara imza atması gerekmez miydi?

   Mesela ilçe başkanlığından istifa etmek gibi…

O kare var ya o kare!

   Başkan Sarı’nın tespitine katılıyorum. O ihale siparişti. Umuyorum ki yargılama sonucunda gerçek ortaya çıkar ve sorumluları hesap verir.

   Peki, bu işin görünmez yüzünde kimler var?

   Başkanı hariç komisyon üyeleri dosyaya zorlamayla imza attıklarını söylüyor.

   Belediye Meclisi üyeleri ‘yanıltıldık’ diyor.

   Krediye onay veren İller Bankası’nın yeni yönetimi sorumluluk kabul etmiyor.

   Başkan Sarı’ya tavsiyem, kredi onayı çıkmadan önce başlarından dönemin İller Bankası Genel Müdürü’nün olduğu o kalabalık heyetin Karasu Belediyesi’ne yaptığı ani ziyareti sorgulamasıdır.

   O gün belediye koridorunda çekilmiş ve Karasu Haber Gazetesi’ne manşet olmuş bir fotoğraf var.

   Karasu tam beş yıldır gözlerini o fotoğraftan kaçırıyor.

   İshak Sarı da öyle…

   Sayın Sarı avukattır. O fotoğraftan hareketle zamana bir yolculuk yaptırsın.

   Karede yer alanlar kimlerdir?

   Bu kadro Karasu’ya ziyaretin bir gün öncesinde bir metropol Ege kentinin beş yıldızlı otelinde buluştu mu?

   Personelle uğraşacağınıza gerçek sorumluların peşine düşün.

  Tabi  ona da mangal gibi yürek lazım!

YORUM EKLE