İkisini de gizleyemezsiniz!

Hırsızlık hamilelik gibidir, gizleme gayretleri sonuç vermez.

Ayrıca her ikisinde de  ‘azlık-çokluk’ derecelendirmesi yapılmaz. Varsa vardır, yoksa yoktur.

Siz ne kadar saklarsanız saklayın birinde anne adayının karnı şişer, diğerinde ise -gereği yapılmazsa- dedikodular ayyuka çıkar.

Her iki durumda da ne yapılacağı bellidir. İlkinde yolunuz kadın doğum uzmanıyla kesişir. İkincisinde fail kendisini önce savcının ardından da yargıcın karşısında bulur.

Karasu haftalardır belediye şantiyesi merkezli ‘el altından kablo satışı skandalı’ ile Sahilpark’tan sökülen oyuncak gruplarının bir yetkilinin bahçesinde bulunması vakalarını konuşuyor.

İddiaya göre cadde düzenlemeleri sırasında sökülen elektrik telleri SEDAŞ’a teslim edilmesi gerekirken, bu işte görevli kişiler tarafından 50 bin lirayı aşan bir miktar karşılığı gizlice piyasaya satılmış.

İşlevini kaybettiği ve oyun sırasında çocuklara zarar vereceği gerekçeleriyle kaldırılan oyuncak grubu ise bir evin avlusunda görüntülenmiş.

‘Ne olmuş görüntülenmişse’ denilerek geçiştirilecek bir durum değil. Çünkü o avlunun Belediye Şantiye Şefi’ne ait olduğu söylenmekte…

Olaya karışanların sayısı hakkında da rivayetler muhtelif… Kimi iki, kimi üç diyor. Sekiz veya 11 kişi diyenler de var.

Sonuçta kabloların kimler tarafından satıldığı belirlenmiş. Alıcı bulunmuş ve olay doğrulatılmış. İlk aşamada iki veya üç kişinin işine son verilmiş. Diğer zanlılar hakkında inceleme sürüyormuş.

Bunlar ilk elde öğrenebildiğimiz ve bazı yetkililerce doğrulanan bilgiler.

En hafif deyimiyle söylersek ‘görevin kötüye kullanılması’ olayında mutlak sorumlu olması gereken Şantiye Şefi 15 gün süreyle izne ayrılıp memleketine -Muhtemelen Trabzon’a- gitmiş. Kamuoyunda ‘Bir daha görevine döndürülmez’ şeklindeki görüşün aksine, izin dönüşü koltuğuna oturmuş.

Gelişmeleri başından beri izliyoruz. Gördüğümüz kadarıyla belediye yönetimi olaya zamanında müdahale etti. Hemen inceleme başlattı ve bu işe karışanların kimlikleri belirlendi. Ardından da bazı çalışanlar işten uzaklaştırıldı.

Ortalıkta dolanan söylentiler ciddiye alınacak cinsten:

-Yönetim şantiye şefini görevden almaya karar verdi. Ancak henüz yöntem bulamadı. Çünkü şef, Başkan’ın yakın ekibinden.

-Kablo olayına karışanlardan bazıları kollanarak cezadan muaf tutuldu.

-Malzemenin el altından satıldığını yönetime ihbar eden ve olaya karışmayan kişi de işten çıkarıldı.

Dahası da var ama bu kadarı yeter.

Eğri oturup doğru konuşalım. Karasu’da kime sorsanız, Belediye Başkanı İshak Sarı’nın kesinlikle harama el uzatmayacağını ve böylesi işlere de göz yummayacağını söyler.

Buna rağmen söylentiler dinmiyorsa, kamuoyu vicdanı, sorumlu birkaç kişinin işten atılmasını yeterli görmüyor ve bunu ‘durumu kurtarma’ çabası şeklinde değerlendiriyor demektir.

Hırsızlık ve görevi kötüye kullanma gibi suçlamalar, kurum içi cezalandırmalarla kapatılacak işlerden değil. Bunu en iyi bilen kişi de hukukçu olan Belediye Başkanı İshak Sarı’dır.

Belediye bu olayla ilgili olarak Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundu mu?

Bulunduysa sonuç ne oldu?

Bulunmadıysa neden?

İşten atılanlar kaç kişi? Bunların kaçı doğrudan olayın içinde, kaçı destekçi veya göz yumdu?

Başkan Sarı dedikoduların önüne geçmek istiyorsa, bu ve benzeri soruları aydınlığa kavuşturacak bir açıklama yapmalı.

YORUM EKLE