Trafiğe çözüm viyk viyk!

116 ülke arasında…

-İnsanların "öfkeli" olduğu Irak’tan sonra ikinci ülke, Türkiye... Bizi Lübnan, Tunus ve Mısır izliyor.

-"En gergin" ülkeler arasında Peru, Lübnan ve Ekvator'dan sonra dördüncü ülke Türkiye.

-"Hayattan en az keyif alan" ülkeler arasında Lübnan'dan sonra ikinci sırada yine Türkiye var.

-"En az gülen" ülkeler arasında ise, Türkiye birinci! (*)

Bütün bu göstergelerin nedenleri var.

Çünkü temel sorunlarımızı günübirlik yöntemlerle çözmeye çalışıyoruz.

Ekonomi felç. İşsizlik tavan yapmış. İşçisi, memuru ay sonunu zor getiriyor.

Eğitimde bir nesil heba olmak üzere.

Sağlıkta deseniz, devletten kaçıp özele sığınan doktor sayısı çığ gibi artıyor. Kuzey bölgeleri selle boğuşuyor, güney bölgeleri orman yangınlarıyla kavruluyor

Siyaset desen hır gür!

Karasu’ya gelirsek…

Pandemi ilan edileli beri esnaf işyerini açmaya izin verildiği günlerde, aylarca siftah yapmadan dükkân kapatmış.

Turizm sezonu beklentiyi karşılayamadı. Tatilcilerin büyük çoğunluğu gündüz kumsalda-denizde, karanlık basınca evinin balkonunda.

Bayram tatilinde trafik felç oldu.

Merkezdeki bazı caddelerde araç trafiği yoğunluğu devam ediyor. Tek yönlü caddelerde çift taraflı park izni var. Ancak acil durumlarda kısa süreli üçüncü sıra park edenler oluyor.

Bunun önüne geçmek için polis ve zabıta ekipleri elden geldiğince çaba gösteriyor.

Karasu’da trafiğe bakan polis ekibi yetersiz. Bu nedenle zabıta devreye alınmış.

İki zabıta aracı özellikle Merkez Camii Müftülük kavşağı arasındaki üst caddeyle; Belediye, Ziraat Bankası arasındaki caddede fır fır dönüp hatalı park eden araçları anonsla uyarıyor.

Buraya kadar her şey normal ama bir adım ötesine geçtiğinizde durum değişiyor.

Zabıta ekibi her anonsun ardından siren çalmayı adet haline getirmiş. Öylesine rahatsızlık verici bir ses ki, dayanılır gibi değil. Neredeyse kulak zarlarımızı delip karşıya geçecek.

Trafik bu günün sorunu değil; yılların ihmali ve öngörüsüzlüğü. Yeterli otoparkınız yoksa hem yayalar hem araç sürücüleri olarak bu çileyi çekersiniz.

Merkezdeki araç trafiği sorunu çözmenin yolları var. Bunu defalarca dile getirdik ama kulaklardan girdi diğer kulaklardan çıktı.

Öyle viyk viykle, dart dartla olmaz bu iş!

Yaz başında bayan zabıtaların trafik kontrolüyle görevlendirilmesine sevinmiş ve ‘Trafiğe bayan eli değdi’ başlığıyla haber de yapmıştık.

Oradaki beklentimiz, kural ihlallerine nazikçe ve uygun bir ses tonuyla müdahale edilebileceğiydi.

Ama yanılmışız.

Bayan zabıta arkadaşların sesleri de tehdit kokuyor.

Burası turistik bir ilçe. Nüfusumuzun 4-5 katı misafir ağırlıyoruz. Ve bu üslup ne zabıtaya yakışıyor, ne de Karasu’ya.

Her anonsun ardından otomatiğe bağlanmış gibi siren sesi cayırtısı caddedeki insanı ve esnafı aşırı derecede rahatsız ediyor.

Polis bile bunu günde bir veya iki kez, o da sıkışırsa yapıyor.

Bizim gibi sahil ilçeleri ‘sakin şehir’ unvanı alabilmek için kırk takla atarken biz yaşamı zehir edecek keyfi uygulamalara her gün bir yenisini ekliyoruz.

Trafikte ceza yetkisi polise ait… Zabıta sadece uyarır ve kaldırım ihlallerine müdahale eder. Yazacağı ceza da encümen onayıyla kesinleşir.

Yetki kullanmanın da bir usulü ve adabı olmalı.

Derdiniz zaten öfkesi burnuna gelmiş vatandaşı test etmekse eğer, girişteki istatistiğe bir kez daha bakın derim!

(*) Yalçın Doğan-T24

YORUM EKLE