TBMM, bazı alacakların yeniden yapılandırılmasına dair 7.440 sayılı yeni bir kanunu kabul etmiş.
Bu yasa belediyelerin Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK), SEDAŞ, birlik ve ajanslara olan birikmiş borçlarının yapılandırılmasını amaçlıyor.
Yasa İller Bankası’nın belediyelere, bankalardan borçlanabilmeleri için teminat mektubu verilmesinin önünü açıyor.
Karasu’da iki kamu bankasının belediyeye 20’şer milyondan toplam 40 milyon kredi açmak için teminat mektubu dışında bir başka şartı, belediye başkanlarının kendi meclislerinden borçlanma yetkisi alması.
Peşinen söyleyeyim…
Bu yasa kronik borç sarmalına girmiş belediyeleri kurtaracak bir can simididir. Kredi şansını kullanmamak resmen enayiliktir!
İroni yapmıyorum, ciddiyim.
Madalyonun bir yönü bu…
Geçiyoruz diğer yönüne…
Borç alıp söz konusu kurumlara yılların birikimi olan borçların ödenmesi konusu 4 Nisan tarihli Karasu Belediye Meclisi toplantısına gündem maddesi olarak geldi.
Önce borçlanmanın nedeni ile ilgili sunum yapıldı ve salonda bulunanlar Belediye Başkanı ve Başkan Yardımcısı’nın verdiği bilgiler karşısında dehşet içinde kaldılar! (Acaba)
(Bu benim tahminim, çünkü toplantıda yoktum. Ve ‘dehşet içinde kalma’ tahminimin fos çıktığını şimdi anlatacağım)
Gündemle ilgili olarak il sözü alan CHP Grup Başkanı emekli vali özetle şunları söylüyor:
“Belediyenin üzerindeki mali yüklerin azaltılmasını meclis üyeleri olarak biz de arzu ediyoruz. Bu konuda açıklama yapın, sözümüzü ona göre söyleyelim.”
Eh, mantıklı!
Ardından konuşan Belediye Başkanı, göreve geldikleri günden beri kurumu, içinde bulunduğu borç yükünden kurtarmaya çalıştıklarına vurgu yapıyor.
Başkan ardından şu açıklamayı yapıyor:
“Kamuoyu bilsin ki Karasu Belediyesi her ay 2,5 milyon lira faiz ödüyor!”
Dikkat çekerim; sadece faizi 2,5 milyon… Ana parası baki!
İnanılır gibi değil. Her ay 2,5 milyon lira faiz yılda 30 milyon lira faiz demek.
Sayın Başkan bu borcun belediyeden nasıl tahsil edildiğini anlaşılır bir şekilde açıklıyor:
“İller Bankası belediyemize her ay gelmesi gereken hak edişlerden tıkır tıkır kesiyor. Pendik Belediyesi’nden belki de 10 kat daha fazla faiz ödüyoruz!”
2022 verilerine göre Pendik nüfusu 750.435… Karasu’nun dokuz katı…
Neymiş bu faizin nedeni?
Başkan açık yüreklilikle bunu da izah ediyor:
“Bu faiz 25 yıldır birikmiş kamu borçları”
Yani; çalışanların sigortaları, SEDAŞ’a olan elektrik kullanım borçları 25 yıldır ödenmemiş.
İktidar nasıl buna hoşgörülü davranmış… Özelleştirilen SEDAŞ neden sesini çıkarmamış… Bunlar bilinmeyenler…
Geçmiş dönemlerde bu borçların yapılandırılıp yapılandırılmadığı konusu da önemli. Tüm geçmiş başkanları töhmet altında bırakmak ne derece doğru?
Başkan Sarı bu ifşaatının ardından güzelleme faslına geçiyor…
Onlar da yüzde 40 borç kesintisine eyvallah deyip bu sistemin böyle devam etmesine ses çıkarmayabilirlermiş… Ama delikanlılık yapıp bu yola tevessül etmeyerek kendilerini ortaya koymuşlarmış…
Filan falan…
Ardından Başkan Yardımcısı 40 milyon borçlanmayla kurumun hangi yüklerden kurtulup ne kadar kâr edeceğini, değme ekonomistlerin bile anlayamayacağı bir dille anlatıyor, anlatıyor, anlatıyor…
Örnek; SGK’ya olan borç 7 milyon bilmem kaç küsur lira. Biriken faizi 16 milyon bilmem kaç küsur lira.
Başka akıl almaz örmekler de var ama serenadın bu kısmına takılmadan geçiyorum.
Benim yoğunlaştığım nokta muhalefetin tavrı…
Belediye Başkanı açıkça itiraf ediyor…
Diyor ki, “Belediye 25 yıldır SGK’ya, SEDAŞ’a, ajanslara ve birliklere (Kastedilen neyse) olan borçlarının üstüne yatmış. Bize yetki verin, bankalardan borç alıp bu borçları kapatalım.”
Bu açık itirafa ana muhalefet CHP’li meclis üyelerinin tepkisi ne?
Hiç!
Bir Allah’ın kulu çıkıp şu soruları sormadı:
“-Kardeşim, sözünü ettiğiniz 25 yıl bu belediyeyi kim veya kimler yönetti?”
“-SGK’ya olan birikmiş borç işçi statüsünde çalışanların sigorta prim borçları değil mi? Hoyratça işçi alımı değil mi bu sonucu doğuran?
“-Karasu Belediyesi’ni ana borç hariç ayda 2,5 milyon, yıldı 30 milyon faiz ödemesine hangi belediye başkanı veya başkanları sebep oldu?”
“-Bu yanlış yönetim anlayışı dolayısıyla Karasu Belediyesi toplam ne kadar faiz ödedi?”
“-Sözünü ettiğiniz 25 yıllık dönemin sorumlusu eksisiyle artısıyla sizin partiniz değil mi?”
“-Borcu borçla kapattıktan sonra, geçmiş dönemlerin yanlışlarının tekrarlanmayacağının garantisi var mı?”
“-Bu yanlış yönetim anlayışınız nedeniyle, hizmet yerine faize giden paralar için Karasu halkına bir özür borcunuz yok mu?”
Bu soruların hiçbiri sorulmadı tabi…
Toplantıya ait ses kayıtlarını dinledikten sonra aradığım CHP’li meclis üyelerine, benzer borçlanmanın kendi partilerinin yönetiminde yapılması durumunda nasıl bir muhalefetle karşılaşmış olacaklarını sordum. “Yerle bir olmuştuk” yanıtı aldım.
CHP Grubu, meclis toplantısı öncesinde gündemdeki maddeleri ele alıp takınılacak tavrı belirledi mi?
Yoksa bu kadar ciddi bir konuyu, işi her şeye hakim olduğunu her fırsatta hissettirmeyi görev bilen kişilerin inisiyatifine mi bıraktı?
25 yıl SGK’ya, SEDAŞ’a kuruş ödenmemiş… Borç faizi anaparayı üçe katlamış. Ve bu dönemin sorumluları durumu itiraf etmek zorunda kalmış…
Muhalefet olarak, böylesi bir konuda siyaset yapmayacaksın da ne zaman yapacaksın?
Bu sorunun yanıtı grup başkanı sıfatını taşıyan İlçe Başkanı’ndan gelir her halde!
Fikrimi söyleyeyim…
Benim gözümde CHP Meclis Grubu bugün siyaseten sınıfta kaldı!
Cumhurbaşkanlığı seçiminin favorisi görünen Kemal Kılıçdaroğlu, Karasu benzeri bu kadrolara güvenerek siyaset sürdürecekse, yandı gülüm keten helva! İşi gerçekten zor!
Bitirmeden…
Gündemde yer alan Karasu Belediyesi’nin 2022 yılı Denetim Raporu da üzerinde kimse söz almadığı için tozlu raflara kaldırıldı.
Trilyonluk bütçeye sahip bir kamu kurumunun 12 aylık faaliyetleri hakkında kamuoyunun bilgi sahibi olması gereksiz bulunmuş olmalı!
Muhterem meclis üyelerimiz gece yatmadan iki üç paragraf ezberlerler. Tenezzül buyurduklarına da birkaç maddesini birilerine anlatıp huzura kavuşurlar!