Karasu Haber
2024-01-15 11:26:17

Karasu sahilinde cinayet

Cihan Ersöz

15 Ocak 2024, 11:26

Yazıya başka bir başlık bulamadım. Göz göre göre işlenen suça uyacak tek tanım bu olmalı herhalde…

Gelin önce güney illerimizden Mersin’e uzanalım.

1999-2014’e yılları arasında üç dönem görev yapan CHP’li Macit Özcan’ın yönettiği Mersin Belediyesi, Akdeniz ilçesinin sahil şeridindeki 45 dönüm arsaya Denizpark’ı inşa etti.

O gün için 35 milyon TL harcanan parkın açılışını CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu yapmıştı.

Günümüz parasıyla 700 milyon TL yutan bu park 2014’te MHP’li Bahattin Kocamaz tarafından Danıştay kararına uyulup sökülerek kaldırıldı.

Danıştay 6. Daire’nin karardaki gerekçesi şuydu: Kıyı Kanunu'na aykırılık!

Mersin Denizpark serüveni baştan sona okudum. Sivil toplum kuruluşları sahile dolgu yapılmasına karşı çıkmışlar. Davalar açılmış. İdare Mahkemesi durdurma kararı vermiş. Danıştay kararı onamış. O yıllarda yapılacak Akdeniz Oyunları için yıkım kararı bir süre dondurulmuş vs…

(https://www.dunya.com/gundem/mersin-deniz-park-yikiliyor-haberi-279064)

Mersin’den mi örnek alındı bilemiyorum. Karasu sahilinde de benzer bir park yapıldı. Adı SAHİLPARK… 1 Ağustos 2015’te gerçekleştirilen açılışta kimler yoktu ki…

Dönemin valisi Hüseyin Avni Coş’tan Büyükşehir Belediye Başkanı Zeti Toçoğlu’na… Ak Partili milletvekillerinden belediye başkanlarına… İktidar partisi yöneticilerinden bürokratlara…

Kürsüye dizildiler, yüzlerinde yapay bir tebessüm ve ellerine nazikçe tutuşturulan makaslarla kestikleri kırmızı kurdeleden kan damladığını hiçbiri fark etmedi!

Çünkü bu yapılan resmen güzelim sahili katletmekti!

Park inşaatı harala gürele sürerken, tesisin kuzey kısmına boydan boya beton duvar yapıldığını fark etmiş ve yetkililere bunun nedenini sormuş ve “Tesisi dalgalardan koruyacak” yanıtı almıştım.

Bu gün bakıyoruz, bir şey olmaz denilen duvar, tesisle birlikte çökmeye başlamış. O gün bu gündür Büyükşehir ve ilçe belediyesi kamyonları ile iş makineleri parktaki kafeyi korumak adına kalmış kumsala kaya taşıyıp istiflemekte…

Sadece bugün değil, parkın hizmete açıldığı 2015 yılından beri her kış tanık olduğumuz manzaradır bu…

Bu yapılan düpedüz cinayettir!

Hizmete girdiğinden günümüze kadar, koruma amaçlı olarak buraya yapılan harcamaya imalat fiyatını ekleyin, karşınıza büyük bir meblağın çıktığını görürsünüz. Keşke Sahilpark yerine kumsal boyu yüzme havuzları yapılsaydı.

Buradan soruyorum…

Derdiniz üç bardak çay satmak mı ki, oradaki kafeyi (haşa) kıble belleyip kurtarma çabasına girdiniz!

Sahilpark’ın önündeki plaja tantana ile mavi bayarak asmıştınız. Sorması ayıp, sahi ne oldu o bayrak?

Kafe, oyun grupları, yürüyüş pisti, Açıkhava tiyatrosu, büfeler arka plana, örneğin lunapark alanına veya bir başka uygun yere yapabilirdi.

Ama kayalarla doldurup üstünü beton ve mermerle örtülen kumsalı geriye getire şansınınız yoktur.

Tam bu noktada Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici’nin söylediklerine kulak verelim:

“Milyonlarca yıl içerisinde dalgalarıyla yolunu, kıyısını, sahili oluşturup enerjisini boşaltan, dinginleştiren deniz-kara dengeli biyolojik çeşitlilik, ekosistem yapısı, kendisine yapılan ekolojik olmayan yapay ekleme ve dolgu alanlarını asla kabullenmez. Son dönemde dolgu alanlarda yaşananlar budur. Deniz ve su, yolunu, yatağını bırakmadığı gibi kendinden alınanı da mutlaka geri almaktadır, alacaktır da."

Dr. Kesici bu değerlendirmeyi Hopa-Sarp yolunun deniz doldurularak yapılan bölümünün 15 yıl arayla 2 kez 10 metreyi bulan dalgalar nedeniyle çökmesi sonrası yapmıştı.

Bırakın Kıyı Kanunu’nu bir yana… Hiç mi bilim insanlarının kaleme aldığı ekosistemle ilgili raporlara göz atılmaz!

Özsu Tesisleri deneyiminden ve son 15 yıldır sahilde dalgalarca yok edilen yüzlerce yazlık konutun başına gelenlerden hiç mi ders çıkarılmadı?

Eğip bükmeye gerek yok. Bu işin baş sorumlusu, Kıyı Kanunu’nu hiçe sayarak parkı inşa eden ve sahilleri korumak/yönetmekle yükümlü Büyükşehir Belediye Başkanlığıdır…

Anayasa ve Kıyı Kanunu’na aykırı tutum ve davranışları takiple ve engel olmakla görevli Valilik, Kaymakamlık ile Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü de aynı derecede sorumludur.

Ayrıca; görevi olduğu halde, bazı temel sorunları Büyükşehir’e havaleye alışmış ilçe belediyesi de suç ortağıdır!

Kıyı şeridinde kalan sahil parsellerini Denizköy’deki rezerv alanına taşıma projesi, kimseyi sahil katliamındaki sorumluluktan kurtarmaz.

Kıyıdaki tapulu arsalarda bulunan ruhsatlı yapılar da dalgaların tehdidi altında; belediye bunlara duyarsız.

Konu kendi işlettiğin tesis olunca titizlenmek, diğer yandan vatandaşın feryatları duymazdan gelmek vicdani bir davranış mı?

Sahili tarumar etmek suçsa özele de kamuya da suç değil mi?

Kimse ‘Biz kamu hizmeti görüyoruz’ mazeretinin ardına sığınmasın. Kıyı Kanunu kumsala sadece kolayca sökülüp takılabilen ahşap yapılara izin veriyor. Profil demirle tesisler kurarak inci tanesi gibi kumu kayayla, betonla, mermerle, demirleri oksitlenmiş inşaat molozlarıyla doldurarak mahvetmeye değil!

Milleti kör âlemi sersem yerine koymayı bırakın!

Zaman geçirmeden Sahilpark’ı sökün ve arkadaki Lunapark arsasına taşıyın. Sahile istiflediğiniz kayaları da kaldırın. Bırakın deniz, kendi yatağında rahatça gelip gitsin ve kumsalı yeniden oluştursun.

Başka şansımız yok; çünkü Karadeniz’in şakası yok!

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.