Kimler mi..? Tabii ki yazlıkçılar…
Hastanenin acil kısmına gittiğimizde öylesine bir kalabalıkla karşılaşıyorduk ki, bazen tedavi bile olmadan, acımızla baş başa, geri dönüyorduk. O kalabalıkta sıra bile beklenmez. Zaten bekleyenler de çok ciddi muayene edilmiyor, edilemiyor.
Hatta köylerden bir akrabam, acile gidip muayene olduğunu söyledi. Şaşırdım “Nasıl olabildin?” dedim. Meğer, Karasu Devlet Hastanesi’ne gitmemiş, Ferizli’ye gitmiş! Peşinden ekledi Ferizli Hastanesi şahane… Biz de mi oraya gitsek..!
Hele trafik… Adam 2 şeritli yolun sağ şeridine flâşörleri yakıp park etmiş gitmiş. Yol tıkanıyor mu acil işi olan var mı trafik polisi ya da trafik zabıtası ceza yazar mı umurunda değil. Önüne ve arkasına bir kişi daha yanaşıp park ediyor, nasılsa şerit tıkalı diye, kime şikâyet edelim!
Bu yol tıkayanların plakalarına dikkat ettim de genellikle ilçe dışından, hatta İstanbul’dan… Bu kadar görgüsüzlük olmaz ki yahu!
Şimdi “ALAMANCILAR” gelecek. Beni dedi dersiniz görün de bakın, aynı boşvermişlik aynı yasalara uymazlık onlarda! Yurt dışında trafik cezası yiyeceğim diye pürdikkat kesilen Almancılar, yasak park, olur olmadık yerde korna çalma vs gibi kurallara uyumsuzluk had safhada olacak. Denenmiştir çünkü! Trafik polisi ve trafik zabıtasını göreve davet ediyorum. Öyle kumsalda ATV ile gezip hava atacaklarına, biraz da trafiğe el atsınlar!
Sadece yabancı plakalar değil bizim minibüsçü esnafı da zırt pırt korna basarak katkıda bulunuyor bu keşmekeşliğe. Şehir içi hız sınırında giderken bir minibüsçü arkanızdan dat daat diye basarsa havalı kornasına pek de şaşırmayın!
Kavşaklarda sinyal vermeyen sürücüleri zaten saymıyorum!
Sahilden denize araba ile gitmeye çekiniyor, çoğu zaman da yürüyorum.
Karasu Halk Pazarına zaten girilmiyor. Girsen çıkılmıyor. Çıksan elinde pazar arabasıyla minibüs bulamıyorsun. Özellikle de pazartesi günleri Dolmuş Minibüsler bulunmaz nimet. Bu konuya Minibüsçüler Derneği el atmazsa Belediyenin çözüm üretmesi lazım. Mesela, turistik Ege Akdeniz bölgelerindeki gibi minyatür traktörlerin arkasına açık hava koltuklu römorklar takıp yolcu ve turist taşımak gibi…
Ya çöp kovaları… Çöpçüler boşaltmaya yetişemiyor.
En çok üzüldüğüm nokta ise kumsaldaki sigara izmaritleri… Bre cahil, yarın yine oraya gelip o izmaritlerin üzerinde güneşleneceksin, hiç sıkılmayacak mısın? Yediğini, içtiğini, izmaritini yanındaki bir çöp poşetine koy, çöpe at. 25 kuruşa mı acıyorsun!
Bankamatik önündeki sıra da ne yahu… Emeklilerin maaş günü gibi her gün. Çoğu zaman sıra beklememek için geceden görüyorum işimi. EFT yapmayı da öğrenerek ATM ile arama mesafe koydum. En üzücüsü, makinedeki para erken bitiyor. Görevli de para takviyesi yapmayınca insanlar beş parasız kalıyorlar, tatilde!
Marketlerde birçok ürün erken bitiyor.
Dondurmacının önünde çok sıra bekliyoruz, helvacının da öyle. Bir çaya 10 lira ödemek mecburiyetindeyiz.
Hava bozdu, gittiler de rahatladık. Gerçekten rahatladık mı?
Bu kalabalıktan yararlananlar dışarıdan gelip dükkan tutanlar ve sadece birkaç havuzlu işletme… Karasulu birilerinin yazlıkçılar gelecek diye yatırım yaptıklarını dükkân kiraladıklarını görmedim. Sadece müteahhit ve emlakçılar için bir pazar oluşmuş Karasu’yu pazarlıyoruz! Yakında satacak yer kalmayınca bizler de kaçacak kafamızı dinleyecek “şirin bir Karadeniz kasabası” arayacağız.