Başlığı böyle atınca, annemin sitemi geldi aklıma; “Oğlum, Belediye bu sokakları asfaltlamayacak mı, ne zaman asfaltlayacak?” dedim, “Anne, seçim yakın, bu arada asfaltladı asfaltladı, asfaltlamadı, beş sene daha beklersiniz.” Bu arada, bahsettiğim sokaklar da, Neşe Çay Bahçesi karşısında kalıyor! Diğerlerine ben karışmıyorum!
Karakol Caddesi'nde, yol kenarına totemler dikildi, araçlar park edilmesin diye. O boşluk, hiçbir işe yaramıyor! Diyorum ki, hiçbir esnaf ses çıkarmadı mı? Yani park sorunu çözüldü mü, esnaf aracını nereye park edecek? Alışveriş etmek isteyen insalar, araçlarını nereye park edecek? Vazgeçtik, dükkana yükleme boşaltmayı nasıl yapacak?
Yine Karakol Caddesi'nde, yolun ortasına çelik dubalar çakıldı! Araçlar şerit değişmesin diye değildir bunlar, yolun kenarına park edilmesin diyedir. Çünkü o yolda bırakın şerit değişmeyi, aracı zikzak yaptırmadan gidemezsin bile. Muhakkak yolun bir kenarına bir araç park etmiş olur; Yükleme boşaltma ya da minibüslerin yolcu indirip bindirmesi gibi. E, arkadan gelen araç şerit değiştirmeden nasıl devam edecek yoluna? Mecburen lastiklerini yaralama riskini göze alıp çelik dubaların üzerinden geçecek!
Buna da mı hiçbir esnaf itiraz etmedi. O caddede bir tek Mehmet Çatalbaş’ın mı dükkanı var? Ya da biz sadece onun sesini mi duyduk, Meclis üyesi olduğu için..!
Diyelim esnaf sesini çıkaramadı. Ya da anlamadı işin vehametini. Peki, o yolu devamlı kullanan araç sürücüleri, minibüs şoförleri nerede? Şoförler Derneği Başkanı bunları görmüyor mu? Bunlarla ilgili hiç mi şikâyet almıyor? Neden kaldırmak için girişimde bulunmuyor, neden mahkemeye vermiyor?
Hani neredeyse diyeceğim ki, Belediye otomobil lastiği satıcılarından komisyon alıyor!
***
Geçmiş zaman, Kaskolu aracımın lastiği sık sık balon yapınca, Kasko temsilcisi bana sormuştu, Karasu sokakları hep çukurlarla mı kaplı diye. “Evet” demiştim. Öyleyse zararı tazmin için dava açalım Karasu Belediyesine, demişlerdi. Değişen bir şey yok, o zaman çukurlar vardı yollarda, şimdi tümsekler… Hem de çelikten…! “Asfalt sivilceleri…”
***
Yollarda, şerit değiştirmeyi önlemek için düz beyaz trafik çizgisi çekilir. Hatta 2 tane yanyana çizgi çekilir ki kesinlikle yasak anlamı taşır. Bunu da Mobese kameralarla kontrol ederler. Bunu ihlal edene de ceza verilir. Modern toplumlarda bu böyle… Sahi ne oldu bizim Mobese kameralar?
Bir de hız tümsekleri var yolarda, “”çelik dübel”… Eski Başkanın giderayak bıraktığı hatıra… Kimse kaldırabildi mi? Ne hız düşürmeye yarıyor, ne de başka bir amaca hizmet ediyor. Aracını çok seven sürücüler yavaşlıyor sadece. Hele tek bir dübel yerinden kopmuş ise, herkes bir taraftaki tekerleri o boşluğa getirmek için gayret gösteriyor.
Paris gibi Cadde yaptınız Doğu Karadeniz’de ama yollara çakılan dübeller ile bizi iyice doğulu yaptınız. Kısaca bize, “Sen şimdi kurallara uymazsın, Biz sizi nasıl yavaşlatacağız bak görün” der gibi. Şimdi millet, her dübel serisinin yanından geçerken, en sağdaki temiz boşluğa kaçıyor. Bunu yaparken de trafiği tehlikeye sokuyor tabii. Tamam, mobeseden denetlemek zor belki ama hız yapılmasını istemediğiniz yerlere kamera koyup hız sensörü taksanız ve şehir içi hız limitini geçen araçlara ceza verme yolunu seçseniz, daha mı zor!
Adapazarı sokaklarında dolaşırken, özellikle dikkat ettim, bir tane çelik dübele rastlamadım sokaklarda, ne enine, ne boyuna…! Sayın Reis bunu nerede görmüş ola ki?
Sayın Başkan, şimdilik Belediye önünde özel park yerin var! Ama yarın Sen de sıradan vatandaş olduğunda bizim gibi aracını park etmeye yer arayacaksın. 3 Sokak dolaşıp park yeri bulursan da kendini şanslı hissedeceksin. Karakol Caddesinden geçerken o dübellerin üzerine basmadan geçersen kendini şanslı addedeceksin. Gel vazgeç şu dübellerden. Başkanlığı bıraktığında arkandan yaptığın hizmetleri anlatacaklar, “Yollara kazık çaktı” demesinler!